kyoto protokolu – ydü sözlük – kibris ta bir sözlükcük | artik haber daha yakin
amacı atmosferdeki sera gazı yoğunluğunun, iklime tehlikeli etki yapmayacak seviyelerde dengede kalmasını sağlamaktır.

imza atmayan önemli ülkeler arasında abd ve avustralya gibi gelişmiş ülkeler haricinde, gelişmekte olan türkiye gibi ülkeler de yer almaktadır.Çin ve hindistan gibi bazı ülkeler ise anlaşmaya imza atsalar bile karbon salınımlarını azaltmak zorunda değillerdir.

hükümetlerarası ıklim değişikliği paneli, 1990 ile 2100 yılları arasında 1.4 c ile 5.8 c arası sıcaklık artışı tahmin etmektedir. tahminlere göre, başarılı bir şekilde uygulanması durumunda kyoto protokolü bu artışı 0.02 ile 0.28 c arasında düşürebilecektir (kaynak: nature, ekim 2003 sayısı)
amerikanın biz kirletiriz siz bizim yerimize temiz tutun arkadas diyip burnunu sildiği anlasma
haydin küresel ısınmaya karşı el ele verelim, hepimiz öleceğiz sonuçta dünya hepimizin diyerek 1997 de imzalanan, anca 2005 te yürürlüğe giren uluslararası çevre anlaşmasıdır. olay, karbondioksit ve sera etkisine neden olan diğer gazların salınımını azaltmaya yöneliktir ki atmosfer, dolayısıyla da biz az biraz nefes alalım, kıyamete ön ayak olmadan insanlık daha uzunca seneler yaşasın idi.

yanlış hatırlamıyorsam, birleşmiş milletler güvenlik konseyi ne türkiye nin geçiçi üyeliği kabul edildikten hemen birkaç gün sonra tbmm ye kyoto protokolü sunulmuş ve böylelikle türkiye kyoto ya taraf olmuştu.

bir de bu protokol 2013 te yenilenecekmiştir ki müzakereleri sanırım yavaş yavaş şimdiden başlamışmış. bu sefer sera gazı salınımını düşürmek için yeni teknolojilerin kullanılması çerçevesinde bazı kesinkes kararlara varılacakmış sanırım, ama atıyor da olabilirim. işin düşündürücü yanı, madem küresel ısınmayı durdurmak ya da ona köstek olmak istiyoruz, bunun için de karbondioksit salınımını, yani fosil yakıt kullanımını, azaltmak ya da ortadan kaldırmamız gerekiyor, be amcacım teyzecim kapitalizm yüzyılı geçkindir bundan nemalanıyor, kapitalizmin çarklarını döndürenlerden en güzelidir bu fosiller yakıtlar ya da enerji kaynakları, siz nasıl adlandırmak istiyorsanız işte.

bunların yerine önerile önerile dilde tüy bitmesine yol açan güneş, rüzgar, dalga enerjisi gibi konulardan dem vurulunca, bu tip enerji kaynaklarını sağlamak afedersin bok gibi para istiyor diyor büyük kapitalist amcalar. ulan senden ala para içinde yüzen mi var. ben anlamıyor artık hiçbir boktan, anlıyor ama anlamak istemiyor, anlamazlıktan geliyor artık. yetti gari, ne bokum protokolse 2013 te de imzalasınlar da çalıp çalıp oynasın zengin devlet babalar. ne diyelim.
türkiye' nin içi henüz pis iken , beş kuruş parası yokken, dünyayı nasıl temizleyecek dediğim, zengin ülkelerin yaptığı , fakir ülkeleri kandırıcı, güzel bir sahte antlaşma..