gossip girl – ydü sözlük – kibris ta bir sözlükcük | artik haber daha yakin
2007 yapımı, ülkemizde cnbc e'de yayınlanan bir gençlik dizisi. başrollerinde blake lively(u: serena), leighton meester(u: blair), penn badgley(u: dan) ve adını bilmediğimiz birçok genç oyuncunun yanı sıra türk halkı için gelmiş geçmiş en unutulmaz kadın oyuncu olan kelly rutherford oynamakta.. dizi, new york, manhattan'da yaşayan bir grup liseli gencin ve ailelerinin bol entrikalı öyküsünü anlatıyor. cecily von ziegesar'in aynı isme sahip kitap serisinden uyarlanmış, ve the oc'nin de yapımcılığını yapan josh schwartz imzalı bir televizyon yapımı. hikaye, bu gençlerin yaptıklarını blogunda anında yayınlayan, herkesin takip ettiği ve kim olduğunu bilmediğimiz gossip girl tarafından anlatılıyor.

boş ve olay örgüsü tahmin edilebilir bir dizi olmasına rağmen kesinlikle kendisini izlettiriyor ama bunun sürükleyicilikten çok insanı aptallaştırmasına bağlıyorum. dün izlemeye başladım ve şimdiden 12. bölümdeyim.

oyuncular iyi, özellikle başroldeki iki genç kıza ilerde çok rastlayacağımıza eminim. dizinin türk halkı için en kilit ismi, hayat ağacı(u: generations) adlı diziden sam whitmore rolüyle hatırladığımız kelly rutherford, başroldeki serena adlı kızımızın annesi rolünde. artık bilinçaltıma zamanında nasıl işlemişse, diziyi sadece onun için izliyorum desem yeri.

dizi the oc ile çok benzetiliyor ama zengin kız, fakir oğlan teması dışında alakası yok. oc gibi her bölüm arıza çıkaran bir drama değil ve eğlence daha ön planda. ayıca oc'ye göre on kat daha şiddetli entrika ve ihtişam içeriyor.

film ve dizileri sadece eğlence amaçlı izleyen biriyseniz tavsiye edebileceğim, şimdiden inanılmaz bir izleyici kitlesine sahip dizi. ama yok ben derinlik ararım kardeşim derseniz hiç ilgilenmeyin.
dizisizlikten 3 hafta önce neymiş bir bakayım deyip başladığım, iki sezonunu bir çırpıda izleyip bitirdiğim dizi. zaten izlemeye başladın mı rahat bir 6-7 bölüm arka arkaya izleniyor. çok eğlenceli, heyecanlı ve sürükleyici. ekşi'deki yorumlarda sürekli ters köşeye yatırıyor falan demişler ama ben heralde artık bu tarzın kitabını yazmışım, her şeyi tahmin edebiliyorum. buna rağmen sıkmıyor, hatta yapılan referanslarla şenleniyorum.

eşek kadar oldun liseli dizisi mi izliyorsun denebilir ama gossip girl'ün ne dawson's creek, be the oc ne de herhangi başka bir gençlik dizisiyle ilgisi yok. çok daha hardcore malzeme bu. hatta liseliler izlemesin, o derece. bir de olaylar tahmin edilebilir olmasına rağmen çok hızlı ilerliyor ve üst üste biniyor, dolayısıyla izleyiciyi cidden aptallaştırıp ekran başına kitliyor.

yeni sezonda sözlükten daha fazla izleyiciye sahip olmasını diliyor, 3. sezonu heyecanla, utanmadan bekliyorum.

bir de blair waldorf karakterini canlandıran leighton meester alicia silverstone'a ne kadar benziyor öyle, allah talihini benzetmesin diyorum.