kedi – ydü sözlük – kibris ta bir sözlükcük | artik haber daha yakin
eve bi oraya bi buraya koşturan

mütemadiyen ayağını ısırmaya, saçını koklamaya çalışan

yatakta çarşafın altına girip kıpırdamayan

sonunda keşfedip çarşafı kaldırdığında sana bön bön bakan

çarşafı bıraktığında hiç oralı olmadan yatmaya devam eden (u: öyle olunca dayanamayıp mıncıklıyorsunuz bi güzeeel)

mutfak dolabının altından son derece ciddi memleket meselelerine çözüm getirecekmiş bakışıyla televizyon izleyen, o edasıyla kendini izlettiren

allahım neler yaratıyorsun, hem de ne güzel yaratıyorsun dedirten

bağırsakları bozulup ortalığı kokutan (u: garibim napsın) (u: hayvanlık hali)

minik şey

bu minik şey bebek gibidir, eve geldiğinizde illa karnınızda uyumak ister, arada gerinir kafasını kaldırır bakar sonra gene yatar (u: yüce kıro ibodan gelsin seni sevmeyen ölsün)
hastası olduğum hayvan ama etrafımdaki insanların türlü engellemeleriyle bir türlü sahibi olamadım (u: bir kedim bile yok)
en sevimli hayvandır,

sahibinin hislerini anlıyabildiği ve ona göre muamele ettiği bilimsel olarak ıspatlanandır,

hislere göre hareket ettiği için bir çok davranışı nankörlük (u: ben katılmıyorum) (u: o havyanlara nakör diyenler utansın) olarak algılanandır,

ukela olmaları sevimliliklerini artırandır
eczanelerde satılmayan bir ilaçtır. (u: kocakarı ilacı) (u: hehe)

elinizin ayası ile suratını tutar mayuş muyuş edersiniz. mıyk mıyk diye kurtulmaya çalışıyormuş gibi yaptığına bakmazsınız, keratadır naz yapıyordur kesin. (u: olsa da sevsek atlasa zıplasa)