(bkz:askeriye kantini)
tüm bunları bi kenara bırakın en zevklisi size kıskançlığından düşman askeri gibi bakan askerlerin içeri komutan girdiğinde kedi yavrusu hallerini görmek ve o esnada sizin gevşek gevşek alaycı bakışlarla garibim askerleri kesmeniz
orası bir nimet,hele ki kıbrısta..kıymetini bilmek lazım..ya orası da olmasa..
askeriyeden birine telefonla ulaşmak istediğinizde bayaa bir debelenmeniz gerekmektedir. bir kere askerlerin serbestçe telefona çağrılacağı zamanlarda telefonu düşüremezsiniz, sürekli bir meşgul tonudur gider. diğer saatlerde şansınızı denediğinizde ise askerler ya içtimadadır ya da öğle yemeğinde, bazen de kısaca orada değillerdir. sonra da askeriyede cep telefonunu yasaklarlar, ee biz bu insanlara nasıl ulaşıcaz?
mektup yazmaya kalktığınızda da mahremiyet diye birşey kalmadığı için mektuptaki cümleler klasik cümlelerden öteye gidememektedir. malumunuz askeriyeye gelen mektuplar sahibine ulaşmadan önce okunmaktadır. hatta mektupları dağıtan kişi askerlere kendilerine gelen mektuplar hakkında yorumlar yapacak kadar rahatsa o zaman hepten mektup da yazamaz hale gelirsiniz(u: biz bunu gördük)
türk ulusun yüzyıllardır var olma savaşında dünyaya karşı verdiği bu savaşta en öndeki isimlerin kurumudur askeriye.askeriye türk ulusunun güvencesidir,sigortasıdır.bugün yapılan oyunlar üstüne gelinmesi ve yıpratılmaya çalışılmasının tek sebebi savaş alanında bir şey yapamayacaklarının bilince olmalarıdır.türk ordusu savaş alanında yenilcek bir ordu değildir.işte böyle ufak oyunlarla yıpratılmaya bezdirilmeye çalışılır...bilinmesi gerek bir şey var ki her türk asker doğar ve türk askeri her zaman yerini korur.allah askerimize zeval vermesin başımızdan eksik etmesin...