filmlerde gozluklu oyunculara basrol verilmemesi – ydü sözlük – kibris ta bir sözlükcük | artik haber daha yakin
dünya sinema sektörünün teamülen yaptığı bir uygulama. filmin başından sonuna kadar, başrolde gözlük takan bir oyuncuya rastlanmamıştır. varsa da çok az örneği vardır*. ancak münferit olaylar asla kaideyi bozmaz, bozamaz.

insanın gelişimi ve uygarlığı ilerledikçe bütün sektörler, alanlar kapitalistleşir. yani paraya odaklanır. sanat da böyledir. müzik adına albüm yapan kişi nasıl sonunda emeğinin karşılığını görmek isterse, sinema için film çeviren de getirisini görmek ister.

gözlüklü oyuncu bu olaya gitmez, yakışmaz. çekici değildir çünkü. tipin düzgün, kusursuz olması icap eder, zira seyirci ancak o çekilde çekilir; o şekilde hasılat top olur. rambo'nun başrol karakterine kalın saplı gözlüğü olan bir karakter oyuncusu gitmez mesela. vietnam ormanlarında koşarken gözlüğün ağaç dallarına takılması, bunun akabinde düşmesi ve oyuncunun onu yerden alıp tekrar takıp koşmaya devam etmesi, hem sahneyi uzatacak, hem de filmdeki gerilimi düşürecektir; bir de yönetmen bunun için ekistradan film rulosu harcayacaktır.

ne bileyim, fight club'ta ince telli bir gözlüğü olan bir brad pitt düşünülemez, garaj kavgalarında yiyeceği yumruktan sonra o gözlüğü yaptırmak zorunda kalacaktır. onun için sahne ayarlanması icap edecektir.

nuri alço ahu tuğba'ya lüleden girişirken takacağı bir gözlük karizmayı çizer. ahu tuğba'nın karşı koyması neticesinde yatak odasının köşesine fırlayacak bir gözlük, sahneye olan ilgimizi dağıtacaktır.

analoji kurmak gerekirse, insanoğlu abd başkanı olarak bir zenciyi kabul ettiği zaman, sinema filmlerinin başrollerinde oynayacak bir gözlüklü oyuncuyu da kabul edecektir. condoleezza rice ile hedefe bir adım daha yaklaşılmıştır. o zaman 21. yüzyılda sinema sektöründe gözlüklü başrol akımı da beklenebilir.