iletişim öğrenclerinin hepsinde görülen tedavisi mümkün olan 4yıllık sendrom.kendilerini bu süre sonunda neyin beklediğini çok iyi bilen bu arkadaşlar ''bari ozaman okuldakilerle ta.ak geçelim'' diye garip bir havaya girerler.
iletişim okuyamadım bari iletişimcilere laf atıyım diyen insanların uydurduğu durum (u: yok öle bişey)(u: bu okulun en iyi fakültesi iletişim)
ıletişim öğrencilerinin sıcak oluşu ve ikili ilişkilerin sağlam oluşundan kaynaklanan diğer bölüm deki arkadaşların kıskançlık sendromu
kendilerini şimdiden yönetmen,radyocu vs havasına sokan hayal dünyalarının filmlerini çekmeye hazırlanan.aralarında yetenekli insanların çıkabileceği ihtimali olan arkadaşların okulun ilk yıllarında gösterdiği anlamsız çaba
iletişim öğrencilerinin diğerlerine göre her zaman biraz daha rahat, biraz daha umursamaz olması ve aralarındaki ilişkilerin daha cezbedici olması karşısında kıskançlıkla söylenilen söz.
(u: sana ,sana, sana, hepsinize)
yakın doğu iletişim öğrencisi olarak bu yargının doğru olduğu kanısındayım. evet havalıyız, sorsan en iyi yönetmen biziz, en iyi kameraman, senoryonun kralını yazarız, en iyi hocalarda bizde zaten... (bkz:atilla türk)
Çoğu fakülteden herkezin olduğu kadar arkadaşım olmuştur. gözlemlerimde iletişim dersinin türkçe olmasıyla beraber en fazla öğretim görevlilerinden şikayet eden de derslerin zorluklarından bahsedende bizleriz.
hukuk fakültesinde ki arkadaşlarımı bu sınıflamanın dışına itiyorum, allah onların yardımcısı olsun, kanun kanun oku, olayları bil yönetmelikleri ezberle, bütünlemelere gir.
mühendslik fakülteleri, uluslar arası ilişkiler bunlar ne yapsın dersleri iletişim gibi kolaymıydı ki evet köpekler rüya görür deyipde ders mi geçiyorlardı? sezarın hakkı sezara; hem öğretimi türkçe yap uygulamalı derslere gir, iki bilgisayarda grafik çiz ders geç, flim izle anlat. eline kamerayı versen daha hangi tuşun kayıt yaptığını bilmezsin. havalı olacağımıza anthoni john hodson'dan uluslar arası hukuk dersine girseymişiz. şimdiden burs alıp havamızı öyle atardık. (u: Öz eleştirimi oldu nedir yaw)
yakın doğu iletişim öğrencisi olarak bu yargının doğru olduğu kanısındayım. evet havalıyız, sorsan en iyi yönetmen biziz, en iyi kameraman, senoryonun kralını yazarız, en iyi hocalarda bizde zaten... (bkz:atilla türk)
Çoğu fakülteden herkezin olduğu kadar arkadaşım olmuştur. gözlemlerimde iletişim dersinin türkçe olmasıyla beraber en fazla öğretim görevlilerinden şikayet eden de derslerin zorluklarından bahsedende bizleriz.
hukuk fakültesinde ki arkadaşlarımı bu sınıflamanın dışına itiyorum, allah onların yardımcısı olsun, kanun kanun oku, olayları bil yönetmelikleri ezberle, bütünlemelere gir.
mühendslik fakülteleri, uluslar arası ilişkiler bunlar ne yapsın dersleri iletişim gibi kolaymıydı ki evet köpekler rüya görür deyipde ders mi geçiyorlardı? sezarın hakkı sezara; hem öğretimi türkçe yap uygulamalı derslere gir, iki bilgisayarda grafik çiz ders geç, flim izle anlat. eline kamerayı versen daha hangi tuşun kayıt yaptığını bilmezsin. havalı olacağımıza anthoni john hodson'dan uluslar arası hukuk dersine girseymişiz. şimdiden burs alıp havamızı öyle atardık. (u: Öz eleştirimi oldu nedir yaw)