kar – ydü sözlük – kibris ta bir sözlükcük | artik haber daha yakin
pamuk gibi , rüzgarda savrula savrula gökyüzünden yere inen, yerde kendi gibi olanlara buluşup, toplaşıp sarmaş dolaş olan beyaz şey (u: an titibariyle istanbul kadıköyde toplaşmaktadırlar,gülcük)
güzelim ankarama dun geceden beri yağan gök şeysi.. bembeyaz oldu sokaklar neyin... sürücleri uyarıyoruz, çekme halatı ve zincirsiz trafiğe çıkmasınlar..
eskiden bizim buzluk da kar yapıyordu, sonra ablam eve buzdolabı aldı, artık kar yapmıyor
kâr kelimesi dilimize farsçadan geçmiş olup yapı itibariyle isimdir.

1. alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı.

2. ış.

3. mecaz yarar, fayda:

4. ekonomi Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay.

5. ticaret maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark.

kaynak: http://www.tdk.gov.tr
bir orhan pamuk kitabı.(u: yarım bırakmıştım naptım ne ettim bitirdim)

kabaca, türkiye nin moderneşme sürecini ele alan, bu süreçte yaşanılanlar konusunda kendince tespitler, analizler yapan, kars ta geçmesine rağmen ağdalı diyaloglardan vazgeçilmemiş bir roman. türkiye nin çelişkilerini, basma kalıplıklarını, kimliklerini(u: siyasal islamcılarından tutun laik elitler yalaka dinciler jakobenler türbancı kızlardan tutun kökten solcular falan filan) iki arada bir derede kalmışlıklarını yer yer mizahi bir ironiyle anlatıyor, belirli bir kurgu içinde. ama diline bir bakıyorsunuz bu kadar sade anlatılamaz bu durum diyorsunuz; bir bakıyorsunuz kars sokaklarında çam sakızı çoban armağanı ağdalı dillerle karşılaşıyorsunuz. böylece bir gerçeği okuyorum derken, bunun bir kurgu olduğu yüzünüze tokat gibi çarpıyor. amaaaan neyse, az biraz da alıntı yapayım, rahatlıyım(u: swh)

(alinti: 'acıların boşuboşuna çekildiğini hiç acı çekmemiş ateistler düşünür yalnızca,' dedi kadife. 'birazcık acı çeken ateistler bile inançsızlığa uzun bir süre dayanamayıp iman eder çünkü sonunda.'

'ama teslime acının son noktasında intihar ederek inançsızca öldü,' dedi ka içkinin verdiği bir inatçılıkla.

'evet, teslime intihar ederek ölmüşse bu onun günah işleyerek öldüğü anlamına gelir. çünkü nisa suresinin yirmi dokuzuncu ayeti kerimesi intiharı çok açık bir dille yasaklar. ama arkadaşımızın intihar etmiş ve günah işlemiş olması ona kalbimizde duyduğumuz neredeyse aşka denk derin sevginin eksildiği anlamına gelmez.'

'dinin lanetlediği bir işi yapan bahtsızı gene de kalbimizle sevebiliriz mi diyorsun,' dedi ka kadife yi etkilemeye çalışarak. 'allah a artık ona ihtiyacı olmayan batılılar gibi kalbimizle değil, mantığımızla inanıyoruz mu demek istiyorsun?'

'kuranı kerim allah ın buyruğudur, kesin ve açık buyruklar biz kulların tartışabileceği şeyler değildir' dedi kadife kendine güvenle. 'bu dinimizin tartışılacak bir yeri yoktur anlamına gelmez elbette. ama ben dinimi değil bir ateistle, bir laikle bile tartışmak istemem, lütfen kusuruma bakmayın.'

'haklısınız.'

'laiklere islam ın laik bir din olduğunu anlatmaya çalışan yalaka islamcılardan da değilim,' diye ekledi kadife.

'haklısınız,' dedi ka.)

edit: kitabın kar altında kadife ile bir yürüyüş adlı 13. bölümünden araktır.