melisa hastan davasina dr dogan harman yorumu – ydü sözlük – kibris ta bir sözlükcük | artik haber daha yakin
adeta 86 promil alkolü trafik cezasının bir oyunuymuşcasına hatta yasaların bir açığıymışçasina anlatılan yorumdur. yanlıştır feci halde taraflıdır.

(bkz:kaç para aldin dr doğan harman)(u: yaşından da mi utanmadin)(u: allah senin cocuklarını korusun)
ayıptır!! göz göre göre adam kayırmaktır.. benden olmayana ne olursa olsun anlayışının verdiği bir hezeyanın sonucudur bu yazı..

pazartesi günü öğlen işletme fakultesi sekreterliğinde okuduğumda ciddi anlamda sinirlerim bozuldu.. belkide olayların içinde bulunduğum için herhangi birinden daha fazla etkilendim bu yazıdan..

olay gunu polis raporlarını direkt olarak okumuş biri olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirmki melisa hastan isimli bayanın alkollu olduğu tespit edilmişti.. buna rağmen bu kel kafalı koca sakallı kalemşör amca bu raporu yok saymış..

neymiş efendim, kıbrısta bi sürü kaza oluyormuşta, niye bu kazada melisanın üzerine bu kadar gidiliyormuş.. gidilir arkadaşım, 4 can gitmiş, biz melisanın üzerine gitmişiz çokmu ??

eger o kazada melisa da ölseymiş katil diyebilcekmiymişiz ?? deriz be amca.. senın zihniyetine göre, karısını vurup sonra intihar eden bir hayvan katil sayılmıyor o zaman, aferim..

iki gün sonra, allah korusun, bi turkiyeli öğrenci senın çoluğuna çocuğuna alkolluyken çarpıp yaralasa, idamla yargılansın, sınır dışı edilsin, hep bu öğrenciler diye zırvalamaya başlayacaksın ama değilmi sakalına kurban olduğum ??

senın savunduğun ideoloji nedir bilemem, vatansevermisin, faşistmisin, ulusalcımısın, barış yanlısımısın zerre sikimde de değil afedersin.. sakal bırakıp entel dantel geçinmekle de bitmiyor bu işler..

o tuttuğun kalemi, gerçekleri çarptırmak için kullanıyorsan da sakalından utan derim torunun yaşında bi genç olarak..
(alinti: melisa hastan olayı acı bir yargısız infaz olayıdır. yargının gerekeni yaparak yaraları saracağına inanıyoruz. allah kimseyi bu hallere düşürmesin! )

melisa hanımefendi 4 canı alırken allah o anaları babaları ne hallere dusurdu biliomusun be adam?! insanda bir gram vicdan bir gram haysiyet olur..
tamammen boş konuşmuştur bu şahsiyet, yazıktır günahtır kendini bu kadar küçük düşürme ne kadar aldıysan söyle bizede iki katını verelim dr doğan harman ????
yok arkadaş, dayanamıyorum.. okuyan herkesten de özür diliyorum ama her kısmı ayrı ayrı alıntı yaparak olayın içinden biri olarak yorumlamak istiyorum.. yapacak daha iyi bi işiniz yoksa bi kaç dakikanızı ayırıp okuyun sözlük insanları..

(alinti: beklenmedik bir kaza sonucunda ydÜ öğrencisi 4 gencin feci ölümü kamuoyunda büyük duygusal tepkilere yol açmış bazı basın yayın organlarının yalan yanlış ve abartılı yayınları ise bu tepkilerin daha da büyümesine neden olmuştu.

Örneğin yapılan yayınlarda, kazada aşırı sürat, alkol ve uyuşturucuyla daha başka şeylerin de rol oynadığı iddia ediliyor ve söylenenler yanında imalarla da kazada sağ kalan melisa hastan’ı adeta yargılanmadan mahkûm etmek için akıl dışı bir çaba harcandığı gözlerden kaçmıyordu. )

şimdi, bir tane delikanlı çıksın desinki şu şu gazete, şu şu tarihte yalan haber yapmıştır, olayı olduğundan farklı göstermiştir.. diyemez.. ha sadece 1 tane gazete ( adını hatırlamıyorum ) kazadan 1 gun sonra, olayla hiç alakası olmadığı halde, öğrencilerin aracından silah çıktı diye bir haber yapmıştır.. ki o silah sanılan şeyde binbirçeşit ten alınan çakmaktır.. ki arabada el bombası çıksa ne olur?? silah yuzunden mi kaza oldu be adam??? yargılamadan mahkum etmek demiş dr harman, şimdi guzel abim, görülen köyler vardır, kılavuza ihtiyaç duymazlar..

(alinti: basın sanki de bitmek tükenmek bilmeyen ölümlü trafik kazalarının tümünün hıncını melisa hastan’dan çıkarmaya çalışıyor gibi garip bir durum ortaya çıkmıştı. melisa hastan’ın tüm suçu kazada hayatta kalmış olmasıydı. eğer bu korkunç kazada diğerleriyle birlikte o da hayatını kaybetmiş olsaydı kimsenin ona katil muamelesi yapmayacağı açıktı. tam tersine diğer gençlerle birlikte ona da ağıt yakılacak onun için de gözyaşları dökülecekti. ama hayatta kalmıştı ve hayatta kalmanın bedelini böyle ödeyecekti.. )

şimdi bugune kadar sayısız kaza olmasına rağmen bişeyler yapılmadıysa, alkollu araç kullanımının önüne geçilmediyse tabiki bu melisa nın suçu değil.. ama bizim suçumuz hiç değil.. senın devletinin ayıbı, kötü emsal teşkil etmez diye bir yargı vardır bilmem hiç duydunmu sn. harman, bana önceki kötü olayları örnek vererek bu olayda tepkisiz kalmamı beklemek biraz saflık olur.. benim canım yanmış, banane kıbrısta önceden olan kazalardan.. kız ölseydi ne olurdu söyleyeyim; ailesi kazadan sonra hastaneye teşrif etmedikleri için bilemezler orada yaşananları, o kızın ailesi de talat ın harun un ailesinin yaşadıklarını yaşarlardı.. koca koca insanlar salya sumuk harap bitap aglarlardı.. ve gencecik bi insan daha kahverengi bi tabuta konurdu.. ama asla bu durum o kızın suçlu olduğu gerçeğini değiştirmezdi..

(alinti: aşırı sürat, aşırı alkol ve uyuşturucu iddiaları

uzmanlardan aldığımız bilgilere göre kuzey kıbrıs’ta trafikte alkol limiti birkaç yıl önce 100 promill idi. daha sonra bu oran 80 promille düşürüldü. melisa hastan kazasından bir süre önceyse alkol oran 50 promille düşürülmüştü. kazadan sonra yapılan kan analizlerinde melisa hastanın kanında 86 promill alkol bulunduğu ortaya çıktı. bu oran aşırı alkol diye tanımlanabilecek bir oran değildi. ancak haberlerde hiçbir veriye dayanmadan aşırı alkol iddiası ortaya atılmıştı.

sürat konusu daha da ilginçti. melisa hastan kaza mahalline gelene dek iki tane radardan bir de çemberden geçmişti. soruşturmayı yürüten polisler melisa hastan’ın radarlara takılmadığını yani kazadan önce kaza mahalline gelene kadar limitlerin üzerinde aşırı sürat yapmadığını da saptamışlardı. ancak haberlerde yine hiçbir veriye dayanmadan aşırı sürat yapıldığı iddia edilmişti. )

alkol derecesi 10 a dusurulsun, 11 promil alkol aşırı olur.. limitin üzeri olur.. bunun ayrımını yapamıyorsan bırak bu mesleği.. 86 promil le araba kullanman yasaksa, sen yasağı çiğnemiş olursun ve suçlu olursun.. bu da biraz önceki iddanı geçersiz kılar bizi de haklı çıkartır.. sürate de değinmişsin, gel senle orda test yapalım, suratın 30 - 40 olsun o arabayı o refujden takla attırmayı başar ben diplomamı almadan bu adayı terkedicem.. teknoloji gelişti sn. harman, artık arabalar belirli bir sürata bir kaç saniyede çıkabiliyorlar.. çemberle kaza yeri arasında da yeterli mesafe var suratlenmek için zaten.. bunu görebilmek için özel yetenege ihtiyacın yoktur eminim.. veriler falan demişsin birde, benim elimde var veri, ordaki 20 metrelik fren izi bana yeterli derecede veri oldu..



(alinti: kazada ölen gençlerin arkadaşlarının tepkileri..

bu feci kazada ölen gençlerin arkadaşları doğal olarak olaya büyük tepki gösterdiler. yaşadıkları acıya yürek dayanmazdı. tüm toplum gençlerin acılarını paylaştı. kıbrıslı gazetesi olarak biz olayı “büyük acı” manşetiyle duyurduk. tepkilerin duygusal boyutu ve büyüklüğü polis yetkililerini “gençler bu acıyla kontrolden çıkıp kötü bir şeyler yapabilirler” endişesi içine soktu. gençlerin yaptıkları protesto gösterileri elçiliği de harekete geçirdi. güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre elçilik polis müdürlüğünü arayıp bir çatışmaya fırsat verilmemesi için gereken önlemlerin alınması için ricada bulunmuş.. )

benim o tepkiyi başlatan sn harman.. okuldaki anmayı da, olay yerine gidip çiçek bırakmayı da ben ve 2 arkadaşım organize ettik, ve hatta çiçekleri bizzat gidip hastane girişindeki çiçekçiden ben aldım.. trafiği ilk kesende bendim.. şimdiki aklım olsa oraya bir tane araba sokmazdım o sırada.. canım yanıyo lan benim, 4 tane arkadaşımı kaybetmişim, ve 20 yaşında alkollu bir kız yuzunden kaybetmişim.. sen olsan napardın ?? kader kısmet alın yazısı deyip otururmuydun?? kötü şeyler yapabilirmişiz!!! çatışmaya gidebilirmişiz!! ya emin ol, bizim o sırada en son düşündüğümüz şey bile değil senın bu yazdıkların.. can havliyle kızabiliriz, küfredebiliriz ama insanız biz.. en fazla gideriz çiçek koyarız, sonra paşa paşa gideriz evimize.. korkmayın be bizden bu kadar, bişey yapacak olsaydık çoktan yapardık zaten..

(alinti: elçiliğin de devreye girmesiyle polis melisa hastan’ın tedavisinin yapılmasını beklemeden kendisini mahkemeye çıkarmak için kolları sıvadı. bu arada melisa hastan’ın kaçtığına ilişkin asılsız dedi kodular çıkmış bu ise kazada hayatlarını kaybeden gençlerin arkadaşlarını tahrik eden bir başka etken olmuştu. sonuç olarak böylesi patlayıcı ve sıcak bir ortamda melisa hastaneden geri getirilecek kaydıyla alındı ve mahkemeye çıkarıldı. mahkemenin ardından ise melisa hastane yerine doğrudan cezaevine gönderildi. melisa hastan’ın anne babası 20 yaşında kızlarına kasten adam öldürmüş profesyonel bir katil gibi muamele edilmesinden infiale kapılmışlardı. Üst düzey polis yetkilileri aileye olup bitenleri açılarken “elçilikten üzerimizde büyük baskı var. büyük baskı altındayız” şeklinde konuşuyorlardı.. tc elçiliğinden gelen bilgiler bir çatışma çıkmasından endişe ettikleri şeklindeydi. bu yaklaşım ve bu mantıkla gelişen olaylar polisin ve savcılığın objektif görev yapmalarını engelledi. açıkçası bu olayda iyi niyetle yapılmış olsa da siyasi baskılar hukukun üstünlüğünün yerini aldı ve 20 yaşında bir gencin toplum vicdanında yargılanmadan mahkum edilmesi noktasına geldi.. )

baskı kurabilecek gücümüz olsaydı hastane önünden kovulmazdık.. ayrıca, bize ilk anda gelen haber melisa hastan ın kıbrısın önde gelen bir ailenin kızı olduğu yonundeydi ve bu olayın kapatılabileceği yönündeydi.. korktuk bundan.. biliyorduk çunku senın gibi taraflı yaklaşımlarda bulunacak insanlar olduğunu.. ve bunu engellemek istedik.. fısıltı gazetesi hızlı çalışır bilirsin, anında bu durum duyuldu ve belkide bu sayede polis müdürü benimle birebir konusup böyle bir şeyin olamayacağının garantisini verdi.. ki bu garantiyi aldıktan sonra ben yaklaşık 150 kişiye durumu açıkladım ve konu da kapandı.. 20 yaşında kız diyerek kızı bize hoş göstermesen fena olmaz, zira bzim arkadaşlarımızda 80 yaşında ecelleriyle ölmediler.. hepsi 20lerindeydi.. kız 20 yaşında bara eğlenmeye giderken yaşı müsait te, kaza yaparken mi küçük?? kasten adam öldürmüş değil elbette, sorsan o da çok uzgundur, ama kazaya sebebiyet vermek diye bir şey duydusan gazetecilik hayatında, işte o laf bu durumlarda kullanılır üstadım..

(alinti: melisa hastan’ın kazada ayak topuğu parçalanmıştı. ayağı süratle ameliyat edilmiş ve operasyon sırasında ayağına altı adet platin çubuk takılmıştı. sırf ölen gençlerin arkadaşlarını tatmin etmek ve ortalığı yatıştırmak adına melisa tedavisi bitmeden haksız yere cezaevine kapatıldı. atlattığı feci kazadan sağ kurtulan melisa cezaevinde büyük bir yıkım yaşadı. yakınları melisa’nın psikolojisinin bozulduğunu ve geceleri çığlıklar atarak ve ağlayarak uyandığını anlatıyorlar..)

ayak topuğumu??? güldürme beni ya, beyni arabadan 5 metre dışarda duruyordu benim arkadaşımın.. şükredin ki melisanın platin takılacak bir ayagı var.. ya nasıl bi pişkinlik bu ?? kabuslar goruyomuş hanımkızımız.. benim arkadaşlarım hepten uyuyolar artık, aileleride bir saniye gözlerini kapasalar oğullarını görüyorlar karşılarında, ne uykusundan bahsediyorsun sen ??

(alinti: mahkeme melisa hastan’ın 3 ayı geçmemek şartı ile cezaevine gönderilmesine hükmetmişti.

melisa 2 ay 10 gündür ceza evinde bulunuyor. polis ve savcılık üç ay dolmadan ağır ceza sürecini başlatmak için kolları sıvadılar. ağır cezada çok sayıda sıra bekleyen dava olmasına karşın hepsi bir yana itilerek melisa hastan davası birinci sıraya alındı. bundan amaç üç ay dolmadan ağır ceza sürecini başlatmak ve melisa’nın cezaevinde kalmasını sağlamaktır. böylelikle melisa’ya yapılan bu ayrıcalık büyük bir haksızlığa dönüşmüş oldu. )

bu da mı bizim suçumuz?? kıbrıs mahkemeleri ağır işliyorsa, karar alamıyorsa dava 2 duruşmada bitmiyorda, 2 ay 10 gun suruyorsa bizim elimizden ne gelir ?? biz seviniyormuyuz sanki 15 gunde bir mahkeme koridorlarına taşınmaya.. o çocukların aileleri 10 gunde bir kalkıp buraya gelmeye bayılıorlarmı sanıyorsun?? kız 2 dakka yatsa benim elime ne geçecek? hangi biri geri dönecek?? ama cezası varsa bu işin, söke söke çekecek be amcacım kusura bakmazsan...

(alinti: melisa hastan’ın yakınları mahkemenin de yaratılan bu kötü ve zehirli ortamdan etkilenebileceğinden ve adaletli bir yargılama yapılamayacağından endişe etmeye başladılar. her ne kadar bu endişelerin gereksiz olduğunu söyledikse de mahkemenin davayı acilen görme isteği ve bu nedenle melisa hastan’ın avukatlarına davaya hazırlanmaları için ihtiyaç duydukları yeterli zamanın tanınmaması bu endişeleri beslemeye devam ediyor..bugüne dek bu tür konularda tam not alan yargıçlarımızın bu olayda da ortamdan etkilenmeden karar alacaklarına inanıyoruz..melisa hastan olayı acı bir yargısız infaz olayıdır. yargının gerekeni yaparak yaraları saracağına inanıyoruz. allah kimseyi bu hallere düşürmesin! )

demekki böyle asılsız endişeler duyulabiliyormuş.. bizde endişe duyduk ama bak sen bizi suçladın.. şimdi kızın ailesi endişeleniyor, sende diyorsunki korkmayın.. bizde o yargıçlara çok guveniyoruz, inanıyoruzki onlar insanlıktan nasiplerini almışlardır, inanıyoruz ki onların vicdanları halen işliyordur ve adil bir karar verirler.. versinlerki allah kimseyi bir daha bu hallere dusurmesin, bir daha 4 tane genç 20 yaşında bir kızın alkollu araç kullanımı sonrası ölmesin.. versinlerki benim gibi arkadaşları sıradan bi pazar gunu hastane morgundan tabut çıkarmasın.. versinlerki senın gibi adamlar birilierini savunmak için saçmalayıp gülünç duruma düşmesin!!!



not: çok uzun olmuş olabilir ama olayın içinde bulunduğum için tutamadım kendimi..
her toplumda belirli kurallar vardır ve bu kurallar düzeni sağlamak içindir buna uyulmadığı durumlarda neler olduğuna ne yazıkki çok acı bi şekilde şahit olduk.acı olayların magazine dönüştürüldüğünü görüyoruz.kaybedilenlerin yerini doldurmak imkansız.acıyı hafifletmenin yolu da herkesce malum oduğu üzere yapılan haksızlığın kimsenin yanına kar kalmamasıdır. bir an önce adaletin yerini bulmasını istiyoruz.bu olay türk kıbrıslı olayına dönüştürülmektedir.ama asıl hedef adaletin yerini bulması olmalıdır.bana dokunmayan yılan bin yaşasın gibi yahudi çıkartması zihniyetten bir an önce kurtulmalıyız..ama bilindiği gib medyada onların elinde yada zihniyetinde
aşağıdaki gruba üye olup tepki gösterilesi başlıktır.

http://www.facebook.com/group.php?gid=20077042353&ref=mf