47 yıl önce bugun kaybettiğimiz üstad..
sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi $art mı...
(alinti: uluslararası bir üne ulaşmış ve adı 20. yüzyıl'ın ilk yarısında yaşamış olan dünyanın en büyük şairleri arasında anılmıştır.eserleri birçok yabancı dile çevrilmiştir. mezarı halen moskova'da bulunmaktadır. türkiye komünist partisi üyesi olup ayrı ayrı toplam 11 davadan yargılanmıştır.)
ınsan
ya hayrandır sana, ya dü$man.
ya hiç yokmu$sun gibi unutulursun
ya bir dakka bile çıkmazsın akıldan...
***
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin
Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin
Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin
***
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
Azgın bir hayvan döver gibi
O gün çalışıyorum
Sonra birde bakıyorsun ki
Ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
Sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
Ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
Kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Yine her seferki gibi haksızım
Sebep yok olması da imkansız
Bu yaptığım iş ayıp rezalet
Fakat elimde değil
Seni kıskanıyorum.
ya hayrandır sana, ya dü$man.
ya hiç yokmu$sun gibi unutulursun
ya bir dakka bile çıkmazsın akıldan...
***
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin
Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin
Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin
***
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
Azgın bir hayvan döver gibi
O gün çalışıyorum
Sonra birde bakıyorsun ki
Ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
Sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
Ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
Kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Yine her seferki gibi haksızım
Sebep yok olması da imkansız
Bu yaptığım iş ayıp rezalet
Fakat elimde değil
Seni kıskanıyorum.
bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına
inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat
olsun. giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve
yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme
yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya
hazırdır. hani ağzınla kuş tutsan "bu kuşun kanadı
neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.
yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her
zaman. bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. ıyi
halin cezanda indirim sağlamaz.
sen, "ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu
yapmadın" diye cevap verecektir. ve ne söylesen
karşılığında mutlaka başka bir iddiayla
karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması
gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın,
güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.
"peki o ne yaptı" deme. herkes kendinden sorumludur
aşkta. sen aşkını doya doya yaşarken o kendine
engeller koyuyorsa bu onun sorunu. bir insan eksik
yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak
için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
hayatı ıskalama lüksün yok senin. onun varsa, bırak o
lüksü sonuna kadar yaşasın.
her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "acılara tutunarak"
yaşamayı Öğreneli çok oldu. hem ne olmuş yani,
yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. sen mutluluğu
hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... epeydir
eline almadığın kitaplar seni bekliyor.kitap okurken
de mutlu oluyorsun unuttun mu? kentin hiç görmediğin
sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif
verecek sana.yine içeceksin rakını balığın yanında.
Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de
cabası....
sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun
asolan yürektir.yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip
de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın
sürece o yürek var olacak seninle birlikte. sen yeter
ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda
duygusunu. elbet bitecek güneşe hasret günler. ve o
zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler
değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat
olsun. giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve
yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme
yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya
hazırdır. hani ağzınla kuş tutsan "bu kuşun kanadı
neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.
yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her
zaman. bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. ıyi
halin cezanda indirim sağlamaz.
sen, "ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu
yapmadın" diye cevap verecektir. ve ne söylesen
karşılığında mutlaka başka bir iddiayla
karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması
gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın,
güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.
"peki o ne yaptı" deme. herkes kendinden sorumludur
aşkta. sen aşkını doya doya yaşarken o kendine
engeller koyuyorsa bu onun sorunu. bir insan eksik
yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak
için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
hayatı ıskalama lüksün yok senin. onun varsa, bırak o
lüksü sonuna kadar yaşasın.
her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "acılara tutunarak"
yaşamayı Öğreneli çok oldu. hem ne olmuş yani,
yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. sen mutluluğu
hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... epeydir
eline almadığın kitaplar seni bekliyor.kitap okurken
de mutlu oluyorsun unuttun mu? kentin hiç görmediğin
sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif
verecek sana.yine içeceksin rakını balığın yanında.
Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de
cabası....
sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun
asolan yürektir.yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip
de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın
sürece o yürek var olacak seninle birlikte. sen yeter
ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda
duygusunu. elbet bitecek güneşe hasret günler. ve o
zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler
değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
''Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz.'' dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi'' Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, amerikan üsleri, amerikan bombası, amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
nâzım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ
''Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz.'' dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi'' Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, amerikan üsleri, amerikan bombası, amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
nâzım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ
ne ben sezarım,
ne de sen brütüssün...
ne ben sana kızarım
ne de zatın zahmet edip bana küssün..
artık seninle biz,
düşman bile değiliz..
ne de sen brütüssün...
ne ben sana kızarım
ne de zatın zahmet edip bana küssün..
artık seninle biz,
düşman bile değiliz..
"ben yanmasam,
sen yanmasan,
biz yanmasak
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa
hava toprak gibi gebe
hava kurşun gibi ağır
bağır, bağır, bağır, bağırıyorum
koşun! kurşun eritmeye çağırıyorum "
sen yanmasan,
biz yanmasak
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa
hava toprak gibi gebe
hava kurşun gibi ağır
bağır, bağır, bağır, bağırıyorum
koşun! kurşun eritmeye çağırıyorum "
vakti zamanında hakkında suç bulunamadığı için (soyadı ran, tersi nar, nar kırmızı işte komünist) tarzında bir suçlama yapılan, kendisini hiçbir zaman anlamayan ülkesinin en büyük şairleirinden bir tanesi.
yunanistanda,devletlerinin kötü muamelesine karşı çıkan gençlerin ağızlarından düşürmedikleri şiirlerin yazarı.bizse hala hem o cocuklara hem nazıma deriz,anarşist-dinsiz-imansız diye...