3 eylül - 22 ekim tarihleri arasında doğan enteresan mizaçlı erkeklerdir.
sakin, üşengeç mizaçları birden hiperaktif bi delidumrula dönüşebilir. iki işi bir arada yapamazlar. terazi ya sağa ya sola çeker çünkü. iki işten biri götünde patlar, ki bu durum mükemmeliyetçi olduklarından tahammül edilemez bi şeydir.
teraziymiş, dengeymiş yoktur bunlarda. bi bakarsınız dünyanın en iyi, en sevecen, en anlayışlı, en sabırlı, en en en bi şeyi insanıdır; ama sonra bildiğin öküze, hödüğe bağlamış bulursunuz kendisini. ayarı yoktur işte.
sürekli düşünür. kafasında sürekli bi şeyler vardır. kurgular kurgular kurgular. bu yüzden bi konu hakkında tartışırken bayılırsınız kendisine, lafınızı bölmez, o sakin duruşuyla dikkatle sizi dinler gözükür. halbüsü kafasında size vereceği cevabı hazırlıyordur hin hin. en son söyleyeceğinizi en başta söylerseniz, sıçarsınız bu yüzden. dinlemez çünkü. dinliyor gibi gözükür. bi de doğrudan konuşur. dolaylamaz hiç. kendince bi mantığı vardır. ki en doğru ve mükemmeldir bu mantığı. kelimelerle de arası iyi değildir zaten. sıkışınca edebiyat yapma bana, kelimelere çok fazla takılıyorsun diye çıkışır, tartışmanın orta yerine bodoslama sıçar.
çok eğlenceli de tiplerdir. kendilerine has bi espritüellikleri vardır bunların. demek istediğim değişiktir işte. her ortamda dikkatleri çeker kendisine. onu fark etmemek imkansızdır. etrafındaki insanları mutlu etmek için de elinden geleni yapar, en boktan gününde bile olsa. bu da megalomanlığından olsa gerek. sevilmeye, beğenilmeye, takdir edilmeye bayılırlar. bi de takıntılıdırlar. akşamdan bilmedikleri, kavrayamadıkları bi şey karşılarına çıktı mı, sabahı bile görürler çözmek için, her ne ise o. kilitlenirler bildiğin. son olarak, ola ki kimsenin mükemmel olmadığını, dolayısıyla kendisinin de mükemmel olmadığını keşfettiği an ....... ruhsal dengesi terazinin dibini boylar. ama geçer elbet. ve film başa sarar.
sakin, üşengeç mizaçları birden hiperaktif bi delidumrula dönüşebilir. iki işi bir arada yapamazlar. terazi ya sağa ya sola çeker çünkü. iki işten biri götünde patlar, ki bu durum mükemmeliyetçi olduklarından tahammül edilemez bi şeydir.
teraziymiş, dengeymiş yoktur bunlarda. bi bakarsınız dünyanın en iyi, en sevecen, en anlayışlı, en sabırlı, en en en bi şeyi insanıdır; ama sonra bildiğin öküze, hödüğe bağlamış bulursunuz kendisini. ayarı yoktur işte.
sürekli düşünür. kafasında sürekli bi şeyler vardır. kurgular kurgular kurgular. bu yüzden bi konu hakkında tartışırken bayılırsınız kendisine, lafınızı bölmez, o sakin duruşuyla dikkatle sizi dinler gözükür. halbüsü kafasında size vereceği cevabı hazırlıyordur hin hin. en son söyleyeceğinizi en başta söylerseniz, sıçarsınız bu yüzden. dinlemez çünkü. dinliyor gibi gözükür. bi de doğrudan konuşur. dolaylamaz hiç. kendince bi mantığı vardır. ki en doğru ve mükemmeldir bu mantığı. kelimelerle de arası iyi değildir zaten. sıkışınca edebiyat yapma bana, kelimelere çok fazla takılıyorsun diye çıkışır, tartışmanın orta yerine bodoslama sıçar.
çok eğlenceli de tiplerdir. kendilerine has bi espritüellikleri vardır bunların. demek istediğim değişiktir işte. her ortamda dikkatleri çeker kendisine. onu fark etmemek imkansızdır. etrafındaki insanları mutlu etmek için de elinden geleni yapar, en boktan gününde bile olsa. bu da megalomanlığından olsa gerek. sevilmeye, beğenilmeye, takdir edilmeye bayılırlar. bi de takıntılıdırlar. akşamdan bilmedikleri, kavrayamadıkları bi şey karşılarına çıktı mı, sabahı bile görürler çözmek için, her ne ise o. kilitlenirler bildiğin. son olarak, ola ki kimsenin mükemmel olmadığını, dolayısıyla kendisinin de mükemmel olmadığını keşfettiği an ....... ruhsal dengesi terazinin dibini boylar. ama geçer elbet. ve film başa sarar.