the other boleyn girl – ydü sözlük – kibris ta bir sözlükcük | artik haber daha yakin
kitabı güzel filmi yüzeysel olandır, hatta yüpyüzeysel diyelim tam olsun, filmini izleyerek vaktinizi ziyan edeceğinize dişinizle fındık kırıp dişlerinizi ziyan edin daha iyidir, kitaba göre anneher ne kadar hırslı tuhaf bir yaratık da olsa asildir, filmde ise silik bir tip, mary ise safın tekiydi kitapta, ama filmde güzelce bir karakter koymuşlar olmamış, illa ben izlemek istiyorum diyorsanız dizisi de var bunun henry nin üzerinden çekilmiş, the tudors, açın onu izleyin
olayı tamamen sizi 2 saat boyunca scarlet johansson ve natalie portman arasında bir tercih yapmaya iten filmdir. film ve kitabının ayrı tutulması gereken, bol entrikalı eserdir. filmi izledikten ve pişman olduktan sonra 'asla bir kitabı filmiyle değerlendirme' nasihatıyla kitabı okudum. müthiş sürükleyici olmasına rağmen hicbir edebi, tarihsel yönü yoktur. mary boleyn 12 yaşında evlenir, 14 yaşında kralın yatağına girer ve 'oha' dedirten birsürü olay gelişir. mary fesatın tekidir, ablası anne saraya gelmeden önce kıskanclıklara başlar, bu noktada benim gibi, filmi izlememiş olsam yiycem bu kızın saflığını, masumluğunu diyebilirsiniz. ortada menepoza giren bir kralice vardır, bizim boleyn kızları da aileleri adına tek yürek olup birbirinin peşi sıra kralı kafalayıp ona bir oğlan vermeye calışırlar.
öyle çok ahım şahım olmayan ancak arka fondaki tarihsel doku için izlenebilecek filmdir. tavsiye edilir mi, yapacak daha iyi bir işiniz yoksa evet.

mary boleyn (scarlett johansson), on dört yaşında, masum bir kız olarak kraliyet sarayına geldiğinde kral vii. henry'nin (eric bana) gözlerini kamaştırır. kralın sonsuz ilgisi karşısında tüm varlığı alt üst olan mary'nin krala olan aşkı her geçen gün artarken, apaçık yaşanan bu aşkın beraberinde sarayın taçsız kraliçesi olarak görülmeye başlanır. zamanla kralın ilgisini kaybetmeye başlayan mary, karşısında rakip olur kardeşi anne (natalie portman)'i bulacaktır. tüm bunlar karşısında, ailesinin hırslı oyunlarında bir piyon haline gelmiş olduğunu ve saray hayatının tehlikeli entrikalarını fark eden mary, ailesinin isteği üzerine kardeşinin krala yakınlaşmasına yardım eder ve olanları soğukkanlılıkla izlemeye devam eder; anne'i kraliçeliğe götürecek yolda bile sesini çıkarmayacaktır. mary'nin krala karşı tutkulu aşkı ve anne'in içten sevgisi arasında rekabet artarken, ıngiltere de bu ikircikli aşkın ortasında ikiye bölünme yolundadır. dramatik bu ilişkiler ağına rağmen sadakat ve gücü yine de birbirlerinde bulan boleyn kızlarının birbirine olan bağı, geride bıraktıkları dağılmış bir ülke, tatminsiz bir aile ve tükenmeyen aşklarına rağmen artar. onları nasıl tehlikelerin beklediği ise kralın insafına kalacaktır.

(u: alıntıdır)