turban – ydü sözlük – kibris ta bir sözlükcük | artik haber daha yakin
o zaman şöyle diyelim. ınanç özgürlüğü olgusunu araç edinerek, topluma yavaş yavaş empoze edilmeye çalışılan örtüdür. gündeme gelmesindeki tek sebep özgürlükmüş. peki o zaman kara çarşaflısı da girsin, fes takanı da girsin. bu da bir özgürlük deil mi? ama bu sefer bu özgürlük sanki biraz atatürkün kılık kıyafet devrimine ters düşer nitelikte oluyor. o zaman nedir bu özgürlüğün sınırı. varmıdır yokmudur? kim belirler?

Özgürlük akımıdır sürüp gidiyor bu aralar. bi soru yöneltiyorum. acaba ülkemiz sadece türban konusunda mı özgür değil? diğer konularda çok mu özgür? en basitinden mıllı ıradenın ve egemenlığın söz konusu olduğu ülkemizde, halk baskı altında olmadan örgütlenebiliyor mu?

ve ya aydın kişiler türkiyeyi eleştirebliyor mu? türk vatandaşı azınlıklar(u: aslında azınlık demek istemiyorum) kendi kültürlerini, geleneklerini ve göreneklerini özgürce yaşatabiliyorlar mı?

bu gibi sorunları hallettik ve tek sorun türban kaldı. Öylemi?

eğer bir parti iktidara geldiği günden beri illa din üzerinde adımlar atmaya çalışıyorsa, vakti zamanında o partinin başkanı minareler süngümüz, camiler kışlamız ve ya egemenlik kayıtsız şartsız allahındır gibi sözler sarfedebiliyorsa, ve açık lise sınavlarına milli eğitim müdürünün onayı ile karaçarşaflı bir kız öğrenci girebiliyorsa(u: soruşturma açılmış, ama neticede bu onların kafa yapılarını gösterir) ve tbmm de bu aralar sadece dinle ilgili bir konu konuşuluyorsa, ben derim ki bu iktidar bu türbanı özgürlük adı altında hanımlarımıza taktıraraktan laikliği zedelemeye çalışıyor.

moderator ve admin arkadaşlardan sözlük formatına uymayan yazım için özür diliyorum ve silinmemesini rica ediyorum
(alinti: insanlar akademik egitim aliyor ama gercekten hukuk devleti demokrasi ve cumhuriyetin anlamini bilmiyorlar. eskiden fasizanlik sadece kurtler uzerinde uygulanan bir politikaydi simdi artik ben muslumanim diyen insanlar da fasistce dislaniyor anlamadim laik bir ulkedeyiz bu inanc ozgurlugu demek demokratik bir ulkedeyiz bu da fikre ve yasama tarzina saygi demek cumhuriyetle yonetiliyoruz bu da halkin tercihine saygi duymak demek)

bir yazardan alıntıdır.
takıyorum, takacağım, taktırmadılar, inancım ve tercihimdir. babamın çıkarıp okuyabilirsiniz aslındaları kenara bırakılmıştır. babadır kıyamaz, bu kafalar ziyan mı olsundur? ama o sadece teklif edebilir önerebilir ve ben inancım gereği kabul etmem. özgürlük bu işte, tercih hakkı bu işte, işte böyle bir eğitim veriliyor bizim ailelerimizde,

ikinci sınıf? peh!

ne mi oldu? sövüp durduğunuz ama benim sevdiğim yakın doğu tercih edilmiştir. türkiyede dereceler yapmamıza rağmen,

hakkımı veren millete teşekkür ediyorum.

aklımdan bile geçiremediğim masterlarım, doktoralarım gelecek artık

ülke benim ülkem, üniversite benim üniversitem

bitti

tekeller kalktı

bitti

kabullen, çünkü ağzından düşürmediğin çağdaşlığın gereği bunlar

dünya değişiyor ve sen değişen dünyaya ayak uydurmadığın geçmişe saplanıp kaldığın sürece yerinde sayacak, ne dediğini bilemeyecek, savunduğunu anlayamayacaksın

bitti

istesen de istemesen de ey insan

bitti

daha fazla çalışmak zorunda kalacaksın artık

rakiplerinin önü açıldı

bitti

daha da özgürleşecek türkiye

kabul et artık, hiçbir şey senin tekelinde değil

ikinci sınıf vatandaş mı?

bırakın allah aşkına, de dediğinizden haberiniz yok

işte şimdi kalktı ikinci sınıflığımız, ama ile de ikinci sınıf kalsın istiyorsunuz

rüyalarınızda görmek için dua edin bundan sonra

çünkü bitti

ben yerim bana zorla birşey yaptıracak olanı, beyin bu beyin, herşey benim hür iradem dahilinde meydana gelir, gelecek

taktırıyorlar, yaptırıyorlar, beyinsizler...

ben saygıyla selamlarım böyle mantığı

biraz gözlerinizi, kulaklarınızı açsanız, bir deneseniz anlamayı, ha?
baş örtüsü tabiriyle kalması ve siyasi emellere bulaşmadıktan sonra saygı duyduğum kimselerin kullandığı bir nevi dini aksesuardır
kadını ötekileştiren, öznelikten çıkarıp nesne yapan, anadolu kültürünün başörtü anlayışıyla hiçbir bağlamda bağdaşmayan bir tesettür edevatı. hazır anayasanin 42nci maddesindeki degisiklik cumhurbaşkanımızın da onaylamasıyla vücut bulmuşken -ki işbu tadilatın anayasa mahkemesine gitmesi ve yakındır ki bazı siyasi arbedelerin de olmasıyla bu tadilat bir nevi(!) askıya alınabilir ama konu bu değil- yine anayasanın 10. maddesinde iştigal eden (artık dolaylı da olsa(!) kendisini bilhassa aklen ve dinen eksik, şeytani, abdest bozan mahlukat olarak kabul eden) kadın ile erkek eşittir ibaresini de kaldırmak ya da bu ibareye de bir ayar çekmek gerekir ki anayasada herhangi bir çelişkiye önayak olmamak lazımdır. neyse, ne demiş atalarımız; delmişler takmışlar, vardır bir aslı diyip köşemize çekilelim.