17 agustos 1999 – ydü sözlük – kibris ta bir sözlükcük | artik haber daha yakin
yanında duvar ın çatırdama sesi ile uyanmak, yan binanın beşinci katıyla oturduğun dördüncü katın kucaklaşmaya çalışmasına şahit olmak, kucaklamak küçük kardeşi aile fertleri çırpınırken(salavat ..!) oturduğun yerde daha önce selamlaşmadığın insanlar ile bütünleşmek, zavallı bir insan olduğunu hatırlamak; alttan artçıyı yedikçe sabah ayazında kaçınmak; tecrübeye!! sewmediğin belki insanları görüp sewdiğin insanları kaybettiğini öğrenmek, sınıfta sewdiğin kız önünde fırçasını yiyip içinin kan ağladığını hissettiren örtmenin ağladığını görmek, gözünü kaçırmak;kavga ettiğin adama uzaktan acıyası bakmak, haşmetli evlerin kendini kaybedip, insanların ağzına kadar insan pisliği ile dolmuş tuvalet yerine çimenleri şişeleri kullandığını, sargı için sokak ortasında sıra bekleyen insanları uzaktan çaresiz izlemek, gözlemlemek, beş kilometre yol tepmek bir günde dört kez; yalnız başına artçı nedir bilmeden geri dönmek, kalan için uğraşmak.. sonra gitmek; hısım akraba sayesinde, uzaklaşmak, unutmak; hayatın gelip geçici olduğunu o gece ettiğin bi daha asla.. lı sözlerin insanoğlu için ne kadar havada kalabildiğini görememek çoğu zaman ki; yıllar sonra sewdiğin insan aynı saatlerde kaza yapıp, tarihle göz göze gelip sana göz kırpana dek...