muhtemel muslumanım ama soygunun kralını da ben yaparım zıhnıyetı tasıyanların gıtmesını dıledgım muhtesem derecede sıcak kanlı atmosfer.
23 yıllık mazime bakıyorum da, sanırım şrraaaaak diye kendimi kapısının önünde bulacağım mekan
bütün sözlük yazarlarının daimi olarak ikamet edeceği yerdir. kırmızı ve sıcak bir ambiyansa sahiptir.
(bkz:nerden mi biliyorum)
(bkz:nerden mi biliyorum)
benim gönüllü zebanilik yapabileceğim bir yer.. hoş. güzel
bu dünyada olduğuna inandığım yer
kıbrısın sıcak havası için kullandığımız kelime
herkezin sıcak diye bildiği aslına bakıldıgında her türlü acı çekmeyi sağlayacak imkanların bulunduğu zamanında klisenin arsasını satmayı düşünemediği yer
(bkz:cennet dolarsa millet ne yapar)
(bkz:cennet dolarsa millet ne yapar)
alemin kralının ,kafirlerin bile buradan umut beslediklerini veciz sözleriyle şu şekilde anlattığı yerdir
arkadaş! ıslamiyet, bütün insanlara bir nur, bir rahmettir. kâfirler bile onun rahmetinden istifade etmişlerdir. Çünki ıslamiyet'in telkinatıyla küfr-ü mutlak, inkâr-ı mutlak; şek ve tereddüde inkılab etmiştir. o telkinatın kafirlerde de yaptığı in'ikas ve te'sirat sayesinde, kâfirlerin, hayat-ı ebediye hakkında ümidleri vardır. bu sayede, dünya lezzetleri ve saadeti onlarca tamamıyla zehirlenmez. bütün bütün o lezzetler elemlere inkılab etmez. yalnıztereddüdleri vardır. tereddüd ise, her iki tarafa baktırır. deve kuşugibi, tam manasıyla ne kuş olur ve ne de deve olur. ortada kalarak her iki tarafın zahmetinden kurtulur.
anlamaya kapasitesi yetmeyecekler için biraz daha açık söylemek gerekirse. allaha inanmayanlar dahi ,yok olmaktan korktukları için ahiretin varlığına inanmışlardır. ancak yine üstadın söylemleriyle anlatırsak
nefis, tenbellik saikasıyla vazife-i ubudiyetini terk ettiğinden tesettür etmek istiyor. yani, onu görecek bir rakibin gözü altında bulunmasını istemiyor. bunun için bir halıkın, bir malikin bulunmamasını temenni eder. sonra mülahaza eder. sonra tasavvur eder. nihayet, ademini, yok olduğunu itikad etmekle dinden çıkar. halbuki, kazandığı o hürriyetler, adem-i mes'uliyetler altında ne gibi zehirler, yılanlar, elîm elemler bulunduğunu bilmiş olsa derhal tövbe ile vazifesine avdet eder.
arkadaş! ıslamiyet, bütün insanlara bir nur, bir rahmettir. kâfirler bile onun rahmetinden istifade etmişlerdir. Çünki ıslamiyet'in telkinatıyla küfr-ü mutlak, inkâr-ı mutlak; şek ve tereddüde inkılab etmiştir. o telkinatın kafirlerde de yaptığı in'ikas ve te'sirat sayesinde, kâfirlerin, hayat-ı ebediye hakkında ümidleri vardır. bu sayede, dünya lezzetleri ve saadeti onlarca tamamıyla zehirlenmez. bütün bütün o lezzetler elemlere inkılab etmez. yalnıztereddüdleri vardır. tereddüd ise, her iki tarafa baktırır. deve kuşugibi, tam manasıyla ne kuş olur ve ne de deve olur. ortada kalarak her iki tarafın zahmetinden kurtulur.
anlamaya kapasitesi yetmeyecekler için biraz daha açık söylemek gerekirse. allaha inanmayanlar dahi ,yok olmaktan korktukları için ahiretin varlığına inanmışlardır. ancak yine üstadın söylemleriyle anlatırsak
nefis, tenbellik saikasıyla vazife-i ubudiyetini terk ettiğinden tesettür etmek istiyor. yani, onu görecek bir rakibin gözü altında bulunmasını istemiyor. bunun için bir halıkın, bir malikin bulunmamasını temenni eder. sonra mülahaza eder. sonra tasavvur eder. nihayet, ademini, yok olduğunu itikad etmekle dinden çıkar. halbuki, kazandığı o hürriyetler, adem-i mes'uliyetler altında ne gibi zehirler, yılanlar, elîm elemler bulunduğunu bilmiş olsa derhal tövbe ile vazifesine avdet eder.
tamamıyla varsayılan bir yer.dinler ve dinlerin kitaplarında yazılan herşey gibi yazılanların doğru ve gerçek olduğu tamamen muammadır.
insanın dinlere inanmadan önce dinler hakkında muhakeme yapması ön koşuldur.neye göre yaşıyosunuz o'nu bilin...
ölünce nereye gittiğimizi bilmiyorsak,cennet ve cehennem bizi kendine inandırmada çok başarılı olacaktır...çünkü nereye gideceğimiz hakkında hiçbir fikrimiz yoktur...
insanın dinlere inanmadan önce dinler hakkında muhakeme yapması ön koşuldur.neye göre yaşıyosunuz o'nu bilin...
ölünce nereye gittiğimizi bilmiyorsak,cennet ve cehennem bizi kendine inandırmada çok başarılı olacaktır...çünkü nereye gideceğimiz hakkında hiçbir fikrimiz yoktur...