yaran fikralar

anlatanı ve konusuyla bir bütün olan ve anlatılanı gülmekten yerlere yatıran fıkralardır.

anlatmak istiyorum bir tane....

naseddin hocaya birgün piyangodan para çıkar.hoca parayı yatırmak için şehre gidecektir,karısının siparişlerini alır ve yola koyulur.önce paraları bankaya yatırır ardından karısının isteklerini alır.bu arada epeyde yorulur hoca.cebinde yarım akçe kalan hoca heybeleri eşşeğin sırtına bağlar evin yolunu tutar.şehrin çıkışında genel ev patroniçesiyle karşılaşan hoca başını öte çevirsede patroniçe tebrik etmek ister hocayı ve yanaşır.

p: tebrikler olsuun hoja efendii.

n.h : teşekkür ederim saol varoool.

p: buyurmazmısın hoca efendii bir çayıımı iç?

n.h : saolasın hanım bekler gideyim ben başka sefere kısmetse.

p: wallahi birakmam aaaa...

diye devam eder olay ve sonunda hoca kabul eder.genel evin önüne oturulur çaylar içilir.hoca başını hiç çevirmez içeri.daha sonra patroniçe hocaya daha vahim bir teklifte bulunur.hoca istemez ısrarlar yağar ve hoca bunuda kabul eder.vizite ücretini sorar partoniçe para istemediğini söyler bu sefer benden olsuun hoja efendii sen seç istediğini der.hoca allem eder kallem eder öğrenirki visite ücreti 1 akçedir.hocanınsa yarım akçesi vardır.hoca parasının yetmediğini bu yüzden girmek istemediğini söylesede patroniçe bir kez daha ikna eder hocayı fakat bu sefer hocanında bir şartı vardır derki:

n.h: benim yarım akçem var o zaman hepsini girmem yarısını girerim fitleşiriz tamam mı?

p: sorun diiil be hoja efendi hadiii kale gir şabuuuk içerii,seç hangisini istersen.

hoca seçer ve odaya çıkılır.iş üzerindeyken hoca sözünü tutar ve yarısını geçmemeye dikkat eder.fakat gaza gelen hatun birden bağırmaya başlar:

k: hoca hepsini hoca.. hocaaaa hepsiiiiniii hooocaaa...

işte o an hoca geri çekilir ve derki:

hoca haram mal yemez.

-sana bi fıkra anlatiim mi?

-anlat

-anlat demekle olmaz, sana bi fıkra anlatiim mi?

-anlatma

-anlatma demekle olmaz, sana bi fıkra anlatiim mi?

-yawww bi siktir git...

fenerbahçenin galatasarayı 6-0 yendiği maçtan sonra sokağa çıkmaya utanan arif in aklına bir fikir gelmiş ve kadın kılığına girerek dışarı çıkmış.bir cafeye girip oturmuş.yanına yaşlı bir kadın gelerek arif naber demiş.arif beni tanıdı diyerek apar topar kaçmış.

ertesi gün yine kılık değiştirmiş ve cafeye gitmiş.aynı yaşlı kadın yanına gelip arif naber demiş.arif yine kaçmış. bu sefer arif çok farklı bir kılıkta gelmiş cafeye kadın gelmiş yine arif naber demiş.arif merak etmiş;

ya sen beni nereden tanıyorsun demiş,yaşlı kadın da;



-"oğlum ben bülent"

istihbarat örgütleri arasında bir yarışma düzenlenir. amac, afrikada 50 km² lik bir ormandan 1 saat icinde bir zurafa bulup getirmektir. son yarismacilar cia, kgb ve mit tir. henuz basaran olmamistir. kgb gider, 55 dk sonra bir zurafa bulur, alkislar falan. cia gider, en son teknikleri, kizil otesi cihazlari kullanirlar, 40 dk sonra bi zurafa bulur getirirler. tebrikler falan... bizim mit gider, 10 dk sonra bi yerli getirir. herkes sasirir, 'bu ne ya, zurafa getircektiniz' derler. yerli araya girer: 'anami s..sinler ben zurafayim... '

fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. birden yağmur bastırır. hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.

kimyacı:

-adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış.

fizikçi:

-adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş.

jeolog:

-burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış.

matematikçi:

-sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış.

antropolog:

- adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş.

bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar. adam cevap verir:

- boru yetmedi!!!!!!

adam, çıplaklar kampında sevgilisi olan kadın ile konuşmaktadır:

- seni çok seviyorum, hayatım.

kadın:

- görüyorum.

sonuna kadar okuyun lütfen ;

nasreddin hocanın kom$usu bir gün hocadan kazanını ister . hoca üfler püfler kazanı kom$usuna verir. aradan 1 hafta geçer . hoca kom$usundan kazanı geri istemeye gider . kom$usu kazanı verirken hoca bir bakar kazanın içinde bir tencere. kom$usu hocaya;

- hoca kazanın doğurdu.

hoca kazanı alır evirir çevirir kazana bakar . kazan paslanmı$ , dağılmı$ , parcalanmı$ böyle bitap bi haldedir ve cevabı yapı$tırır;

- tabi doğurur mına koymu$un kazanın.