lost – ydü sözlük – kibris ta bir sözlükcük | artik haber daha yakin
başlıcam gizeminize de size de mitolojik, bilimik, felsefik, teolojik vb. göndermelerinize diyerek izlememe kararı almama rağmen altıncı ve son sezonun final shot’ına bir kala kendimi tutamayıp, dün yedi, böğün altı bölüm izleyerek beyin mucuklaması geçirdiğim dizi. dördüncü bölüm olan ligthouse ve on dördüncü bölüm across the sea beni benden almış, nihayet yıllar sonra karnım tok hissetmişimdir. ne diziymiş be arkadaş, bu iki bölümü daha önce izlemek için neler vermezdim lan.

--- sıpayler varıdır ---

artık açgözlü, çıkarcı, güvenilmez, bencil, hırslı ve yalancı olan insanoğlunun gelip uğruna savaştığı, yakıp yıktığı ada-nın tam olarak ne menem bi bok olduğunu öğrendik, sonunda. ada adına dönen güç savaşının, adanın enerjisinin kaynağını, hayat-ölüm-yeninden doğuş üçlüsünü barındıran o sonsuz hayatın kaynağı mib(u: man in black) yavrusunun ağzından adanın altında yatan light hole’u.. hani o tanrılaştırılan, primatgillerin en ibişi ceykıb'ın sadece adayı, daha doğrusu light hole’u korumakla yükümlü olduğunu, o yavru ceylandan farksız, ağzını yediğim kardeşini öldüresiye dövüp light hole'a attığını vs. cümlenin başı nerde lan, göremiyorum, yüklemi koyacam. of neyse, daha da yazılacak çoo..k şey var ama hala daha kafam allak bullak olduğu konular var. son bölümle bütün taşlar yerine oturur herhal. jülyet'in -it worked!- lemesi, karmaya gönderme yapışına yandığımının adasını sular altında görmemiz, kimin kazandığı belli, ama neyin kazandığını ben çıkaramıyorum lanet. bi de, black smoke'un olayını benjamin gerzeğinden işitmiştik, fakat mib kuzusu ibişler ibişi ceykıb tarafından o yaşam pınarına atılınca, bs olarak gerisin geriye fırlaması cidden enteresan oldu lan. aceba önceden bi ıslıkla güvenliği sağlayan bs, şimdi ete kemiğe büründü de özgürleşti falan mı lan.

--- sıpayler varıdır ---

neyse, ben bi reset atayım kafaya, zira kıvılcım çıkmaya başladı.