olum korkusu – ydü sözlük – kibris ta bir sözlükcük | artik haber daha yakin
genelde ölüme yakınlaştığınız anlarda hissedilen korku. tanıdığınız birinin ölümü bu korkuyu tetikler, birkaç gün hayatın ne kadar boş, ölümün ne kadar sıradan olduğu farkedilir sonra tekrar unutulur. kişi ölümün varlığını unutmak zorundadır, yoksa bu korkuyla yaşayamaz.
akla geldiği anda, öyle ya da böyle gidilecek olan cennet hayalinin sarhoşluğuyla havaya karışan gazdır. öyle sanılır. dahası çabuk da geçer ve çabuk sarar. ha bi' de, bu korku her hin hin baktığında aklıma dağdan bir kız iniyor döne döne şarkısı gelir, nedendir bilmem.
ölümü neden düşünür insan?neden korkar? yapacakları bitmiş midir bu dünyada?ya da yapmak istediklerini yapamayacak durumamı gelmiştir.bir şeyden korkmak acizlik değilmiydi?neden insan acizliği bilerek ve isteyerek tercih eder...
ölüm allahtan arkadaşlar her nefis ölümü tadacaktır. o yüzden kıvırmaya gerek yok. bu işiler biraz nasip kısmet meselesi, yazılan neyse ona varıyor/vardı/varacak.
ahiret inancı olmayanlar için yaşın ilerlemesi ile götün üçbuçuk atmasına sebep olan korku. bazıları için yaşın ilerlemesine bile gerek kalmamaktadır. (bkz:yusuf yusuf)

ecel gizli olduğundan belkide bu okuduğunuz son entrinizdir. (u: korkmadım ki)(u: korkmadım ki)(u: ah benim sarı külağım)
güneşe çıplak gözle bakamadığın gibi ölüme de bakamazsın... ölüm dersinde hocamızın sölediği yabancı bir yazarın sözüdür. bu korkuyu en iyi anlatan sözdür